Home Top Ad

Responsive Ads Here

Romantik misinizdir?

Share:



Bütün güzel şarkıların kısa olmasından anlayabilirsin.

- Romantik misinizdir?
Romantiğim. Tabii bu biraz da romantizm’den ne anladığınıza bağlı. Öyle çiçek, böcek, doğa, orman konularından bahsediyorsanız pek sayılmaz. Nitekim size romantik gelip de bana romantik gelmeyen, bana romantik gelip de size romantik gelmeyen milyonlarca şey olabilir. Örneğin sevgililerin birlikte bisiklete binmesi, bisiklet yarışı yapması; bence bu inanılmaz romantik bir şey. Sonuçta her gün birileriyle bisiklete binmiyoruz. Aslında bir bakıma şöyle sadeleştirsek iyi olur: kötü bir çağdayız. Artık herkes, herkes gibi davranıyor. Herkese, herkese davrandığımız gibi davranıyoruz. Veya herkesten, herkesten gördüğümüz davranışları görüyoruz. Günde yüz elli farklı kişiyle yüz elli kez mailleşiyor, kırk adet insanla, aynı anda marketin kapısından içeri giriyor, aynı raflarda aynı ürünleri inceleyip içlerinden en ucuz ama en kalitelisi hangisi seçmeye çalışıyoruz. Bu hiç romantik değil. Oysa şimdi şuradan bir kadın gelip size tokat atsa; bence bu muhteşem romantik olur. Tabii her gün tokat yemiyorsanız, orasını bilemeyeceğim. Orasını bilemediğim bir çok konu olduğu için bu da bana romantik gelmedi. Mumlar romantik değil ama. Kendi elimizle mum yaptık mı, işte onu bilmiyorum, sanırım romantik hatta sanırım değil olum, kesin romantik. Doğayı korumalıyız. Odadan çıkarken mumları üflemeliyiz. Çöplerimizi ayrıştırarak atmalıyız ve bir gün, çöp konteynerının başında, çöplerini ayrıştırarak bırakan bir kadınla feci halde çarpışmalıyız. Bu, küçük bir kıyamet alameti de olabilir. Çöp Kutuları çok az, İnsanlarımız yeterince çarpışamıyor. Tesis yetersiz anlayacağınız. Bunda iddialıyım; çarpışmak kesinlikle çok romantik bir şey. Sonuçta bir kaza. Bütün kazaların da bilinçsizce olduğunu, bir anlık gafletten kaynaklandığını düşündüğümüzde; işte bu tad. Millet olarak böyle tadlara ihtiyacımız var. Yüce Türk milletinin papillaları her zaman en güzel tadları hakediyor. Hayır, kaza yapmalıyız demiyorum, allah muhafaza, tatlı tatlı çarpışmalıyız. Film gibi olmalı. O sırada güneş doğuyor ve ortada inanılmaz bir kum fırtınası gürlüyor olmalı. Bardaktan ilk celsede boşanırcasına bir yağmur yağıyor olmalı. Islanmamalıyız, ayağımız kaymamalı, düşmemeli ve düşürmemeliyiz. Sanki yıllardır çarpışıyormuşuz gibi efendi efendi, olgunlukla karşılayıp bu gelişmeyi; özür dilemeliyiz: “Özür dilerim, yanılmıyorsam az önce çarpıştık da! Onun için özür dilemeyi düşündüm. Bu hoşunuza gider sandım. Umarım hoşunuza gitmiştir. Hoşunuza gitmediyse tekrar özür dilerim.” Kadınlar bayılıyor birisi onlardan gelip özür dilesin. Ondokkuz,buçuk yıllık hayatımda bunu iyiden iyiye anladım. Hatta o kadar ki; yedi farklı kadına özür dileye dileye ilerlerseniz, istediğiniz kadına ulaşıp ondan özür dileme şansına nail olabiliyorsunuz. Enteresan değil çok doğal aslında. Bunlar hep incelenmesi gereken şeyler. Geçen gün 144 nolu tramwaya bindim, numarayada indiğimde baktım unutmamışım. Elimde kitaplarım vardı ve inanılmaz muhteşem bir tempo yakalamıştım. O sırada, biri indi yeri boşaldı ben bindim, karşıdan bi kız gülerek geliyo, oturmamla kalkmam bir oldu, o gülüyor bende gülüyorum, buyrun oturun dedim, teşekkür ederim canım dedi. Sonra arkadan bir bayan “Lütfen gürültü yapmayı kes!” diyerek kızdı neye kızdıysa, Bence fena olmadı. İnsanlık ulaşabileceği en üst teknolojiye ulaştı. Sanmıyorum ki daha sıfırdan, tamamen yeni, mevcut ürünlerin geliştirilmiş hali olmaktan çok çok öte, taptaze bir icat daha yapılsın. Bu mümkün değil. Sene olmuş iki bin on. Şurada kıyametin kopmasına, hayır orada değil, parmağımın ucundan bakın tam şurada: kıyametin kopmasına alt tarafı birkaç sene kaldı. Tabii takdir-i ilahi, bunlar benim tahminlerim yalnızca. Zaten şimdiye kadar binlerce kez kıyamet koptu kopacak sanıp durmuş insanlar, alametlerden yola cıkarak bu böyle kardeşim, tahmin yapacaksın tahmin v hayal kurmadan yaşam olmaz. Atalarımız filan hep böyle yaşamışlar. Az önceki mesele , kadın neye tepki verdi anlamadım, kibarca bir muhabbet ettik güzel kızla amma sonuc kötü oldu o kadın yüzünden,psikoloji Değişik bir alan. Psikoloji konularının geliştirilmesine devlet daha fazla kaynak ayırmalı. Sayısal lotodan ve milli piyango’dan nasıl asla yapamayacağımızı düşündüğüm olimpiyatlara milyarlarca para gidiyorsa, bu güzelim milletin ruh sağlığının yerine gelebilmesi için, ayrıca bir psikoloji fonu da oluşturulmalı. Burada toplanan paralar ile her köşe başında devletin bir psikoloğu olup, insanları, halkımızı dinlemeli, onların sorunlarını çözmesine yardımcı olmalı, “ilaç yazan hangisiydi, psikolog mu psikiyatr mı hep karıştırıyorum yaa” diye ortalıkta gezinen aptal genç kızlarımız bir an önce ilaçlı veya ilaçsız tedavi olup, tedavi edilip daha doğrusu, vatana millete hayırlı bir evlat haline getirilmeli. Başka bir ülke yoktur ki gençleri içerisinde yaşıyor olmaktan bu kadar gocunsun, bu kadar nefret etsin. Genetik midir nedir, insanlarımıza ülkesini, içinde yaşadığı, havasını soluğu, suyunu içtiği memleketini sevdiremiyoruz. Sanki lanetlenmişiz. Konu dünya sevgisi olunca aslan kesilen güzelim yurtdaşlarımızı, dünya vatandaşlarımızı, sınırlar kalksın, yaşasın hümanizm, ... diye bağıran gençlerimizi bir türlü anlayamıyor, onlara yardımcı olup bu ülke için bir şeyler yapmalarını, iyi kötü, sağlayamıyoruz. Atatürk o günlerde, muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur derken hangi duygular içerisinde, neyi kastediyordu belki hiçbir zaman tam olarak bilemeyeceğiz. Ama şundan eminim ki, ortada kesinlikle bir kan var. Hem de yıllardır.haa neyseki; Romantiğimdir.
- Hem de Çok fena romantiğimdir.

2 yorum:

NetFikir.Net Size İnternetten En Güvenilir ve En Pratik Bilgileri Sunmak İçin Düzenlenmiş Bir Web Platformudur. İstek, Öneri ve Eleştirilerinizi Hiç Çekinmeden İfade Edebilir, Sizde Sitemizde Yazar Olabilirsiniz. Ücretsiz Sizinde Bir Web Siteniz Olsun! Web Sitenizin Olmasını İstiyorsanız veya NetFikir Ailesine Katılarak Sizde Yazar Olmak İstiyorsanız Bu Alanımızdan Görüşlerinizi Yazarak Bize Ulaştırabilirsiniz. Güzel Yorumlarınızı Bekliyoruz!